Akrep Gibisin Kardeşim

 

Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!

nazım Hikmet Ran

Başkalaşma

Oyunbozan bir akşamın altında,
Elinde bir yoyo gibi benliğin,
Senden damlara, damlardan geriye
- Tavuklar yem der, kediler ciğer -
Sana benzer bir şey dolaşır havada.

Bir kadeh tutuştururlar eline derken,
Allı dallı bir laf atılır ortaya:
Bir zilzurna sabahlığın içinden
Yeşil şanosunu sular bir kadın,
Sana benzer bir kanto söylenir karşıda.

Kurtulur dudaklarından düşersin ergeç
Çamurlu pabuçları dibine.
Turplar kızarır, kıvırcık salatalardan,
Sana benzer bir şey sulanır bostanda.

can yücel

 

 

Bir güvercin uç

Yavuzer’in Cenazesine Giderken

sa, götürse beni meşelerin arasına
Bu güneşin şerrinden ırağa
Bir kangal, o şaman konuşsa
Tuncel Kurtiz’in adamı götürse beni Sivas’a
Yavuzer ki tiyatronun adamı
Yıllar önce Kanlıca Körfezi’nde yüzerken
Nasıl vurduysa al bıyıklı gondoluma
Vursa başını gene mermer omuzuma
Götürse beni öbür dünyaya…

can yücel

 


Ücretsiz web sitesi oluşturun! Webnode